top of page

European Turkish Women Ambassadors: A Second Gathering in Brussels, Strengthening the Legacy of Women’s Voices

  • Yazarın fotoğrafı: Brussels Crow
    Brussels Crow
  • 3 Haz
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Tem



On 14 May 2025, the European Parliament in Brussels hosted the second edition of the European Turkish Women Ambassadors (ETWA) event, an initiative created to highlight the achievements of women of Turkish origin living across Europe and to share their inspiring stories with future generations.


Organized by Fabrique A ASBL in collaboration with MEP Lukas Sieper, the event built upon last year’s gathering and once again attracted significant interest and participation.The ETWA journey began in March 2024 with the first event held at La Laitière in Brussels, where Gizem Pideci, Mine Yıldız, and Fadime Göktaş were introduced as the inaugural ambassadors. At this year’s event in the iconic halls of the European Parliament, these ambassadors passed the symbolic title on to a new cohort: Özlem Mertoğlu(entrepreneur), Tuba Bircan (academic), and İrem Selen Korkmazer (fashion designer).


One of the most frequently asked questions surrounding ETWA has been, “How are the ambassadors selected?” The project’s founder Kenan Erer and the first cohort are clear: ETWA is not a competition or an award ceremony—it is an intergenerational model of memory and solidarity. There is no jury, no voting, and no rivalry—by design. The purpose is not to crown “the most successful woman,” but to amplify visibility and build a shared narrative. Each ambassador, after a year of engagement and participation, invites another woman whose voice and story they believe should be heard next. In this way, the memory and purpose of the journey are passed down from woman to woman, creating a living, growing legacy.



A distinctive aspect of ETWA is its rejection of traditional medals and trophies in favor of artistic expression. In 2024, ceramic artist Halil Karakaya created the first symbolic gifts, setting a precedent that continued this year with Brussels-based painter Nazife Can, who prepared original paintings dedicated to the three new ambassadors. This gesture underscored the unifying and inspiring power of art in connecting stories and communities.

Discussions throughout the event addressed key issues that women of Turkish origin continue to face in Europe, including cultural stereotyping, underrepresentation, and the barriers to social inclusion for migrant communities. Despite diverse ideological and social backgrounds, participants recognized that gender-based obstacles remain a common challenge, and collective solutions were sought in a spirit of dialogue and solidarity.


Founder Kenan Erer emphasized his ambition to expand ETWA to other European cities and diaspora communities in the coming years. In the meantime, the ambassadors plan to organize quarterly gatherings with EU institutions, universities, and entrepreneurs, leading up to the third edition of the project in 2026. This roadmap aims to further enhance the visibility of Turkish women in Europe and highlight their growing contributions to cultural diplomacy and collective representation.

ETWA is more than just a moment of recognition; it is a shared journey that transcends individual achievement—grounded in art, culture, and the power of women’s voices coming together. In Brussels, once again, the European Turkish Women Ambassadors initiative has left its mark, standing as a testament to courage, visibility, and intergenerational connection.


Turkish :


Brüksel’de Avrupa Türk Kadın Elçileri İkinci Kez Buluştu: Kadınların Ortak Hafızası ve Dayanışması Büyüyor


14 Mayıs 2025 tarihinde Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu, Avrupa’da yaşayan Türk kökenli kadınların başarılarını görünür kılmak ve bu başarı hikâyelerini yeni kuşaklarla paylaşmak amacıyla düzenlenen Avrupalı Türk Kadın Elçileri (ATKE) etkinliğinin ikinci edisyonuna ev sahipliği yaptı. Fabrique A ASBL tarafından MEP Lukas Sieper’in iş birliğiyle gerçekleştirilen etkinlik, geçen yılki buluşmanın ardından bu yıl da büyük ilgi ve katılımla gerçekleşti.

ATKE girişimi, 2024 yılında Brüksel’de La Laitière’de yapılan ilk etkinlikte Gizem Pideci, Mine Yıldız ve Fadime Göktaş’ı elçi olarak tanıtarak başlamıştı. 2025’te Avrupa Parlamentosu’nun ikonik salonlarından birinde gerçekleştirilen ikinci etkinlikte ise sembolik unvanı yeni elçilere devrettiler: Özlem Mertoğlu (girişimci), Tuba Bircan (akademisyen) ve İrem Selen Korkmazer (moda tasarımcısı).


Bu süreçte sıkça dile getirilen “Elçiler nasıl seçiliyor?” sorusuna, girişimin kurucusu Kenan Erer ve ilk elçiler net bir yanıt veriyor: ATKE bir yarışma ya da ödül töreni değil, kuşaklararası bir hafıza ve dayanışma modeli. Ne jüri, ne oylama, ne de rekabet… Burada amaç, en “başarılı kadını” belirlemek değil; Türk kökenli kadınların Avrupa’daki yolculuklarını görünür kılmak ve yeni kadın hikâyelerinin önünü açmak. Her elçi, bir yıl boyunca etkinlik ve anlatı sürecine katkıda bulunduktan sonra, kendi seçtiği bir başka kadını elçi olarak davet ediyor. Böylece ortak hafıza, kadınlar arasında elden ele taşınarak büyüyor.


ATKE’nin karakteristik özelliği, geleneksel ödüllerin yerine sanat eserlerinin sunulması. 2024’te seramik sanatçısı Halil Karakaya’nın eserleriyle başlayan bu gelenek, bu yıl Brüksel merkezli ressam Nazife Can’ın üç yeni elçi için hazırladığı özgün tablolarla sürdürüldü. Bu jest, sanatın birleştirici ve ilham verici gücünü vurguladı.

Etkinlik boyunca kadınların Avrupa’daki temsili, göçmen toplulukların sosyal katılımı ve kültürel stereotiplere karşı verilen mücadele gibi konular ele alındı. Farklı ideolojik ve sosyal geçmişlere sahip katılımcılar, toplumsal cinsiyet temelli engellerin hâlâ ortak bir sorun olduğunu ortaya koydu. Tartışmalar, çözüm arayışında ve dayanışmada birleşen bir diyalogla sürdü.


Kurucu



Kenan Erer, ATKE’yi önümüzdeki yıllarda başka Avrupa şehirlerine ve diaspora topluluklarına taşımayı hedeflediğini belirtti. Ayrıca ATKE elçileri, 2026’da düzenlenecek üçüncü etkinliğe kadar geçen sürede üç ayda bir AB kurumları, üniversiteler ve girişimcilerle buluşmalar gerçekleştirmeyi planlıyor. Böylece Avrupa’daki Türk kadınlarının görünürlüğünü ve kültürel diplomasi alanındaki katkılarını daha da güçlendirmeyi amaçlıyorlar.

ATKE girişimi, bireysel başarı hikâyelerinin ötesine geçen; sanat, kültür ve kolektif hafızanın büyüdüğü, kadın dayanışmasının somutlaştığı bir platform olarak öne çıkıyor. Avrupalı Türk Kadın Elçileri, yalnızca bir tanıma anı değil; görünürlük, cesaret ve kuşaklararası bağ temelinde paylaşılan bir yolculuğun başlangıcı olarak Brüksel’de bir kez daha tarihe geçti.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page